Geçmiş

hemen hemen

"hemen hemen" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 55 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	hemen hemen	almost zf.
2	Yaygın Kullanım	hemen hemen	about zf.
3	Yaygın Kullanım	hemen hemen	nearly zf.
General
4	Genel	hemen hemen	odd s.
5	Genel	hemen hemen	virtually zf.
6	Genel	hemen hemen	half zf.
7	Genel	hemen hemen	near zf.
8	Genel	hemen hemen	much zf.
9	Genel	hemen hemen	barely zf.
10	Genel	hemen hemen	nigh zf.
11	Genel	hemen hemen	hardly zf.
12	Genel	hemen hemen	just about zf.
13	Genel	hemen hemen	scarcely zf.
14	Genel	hemen hemen	practically zf.
15	Genel	hemen hemen	well nigh zf.
16	Genel	hemen hemen	quasi zf.
17	Genel	hemen hemen	all but zf.
18	Genel	hemen hemen	nearly zf.
19	Genel	hemen hemen	well-nigh zf.
20	Genel	hemen hemen	at close quarters zf.
21	Genel	hemen hemen	pretty much zf.
22	Genel	hemen hemen	pretty well zf.
23	Genel	hemen hemen	amaist [scottish] zf.
24	Genel	hemen hemen	fairly [us] zf.
25	Genel	hemen hemen	mostly [scotland] zf.
26	Genel	hemen hemen	gain zf.
27	Genel	hemen hemen	much zf.
28	Genel	hemen hemen	muchwhat zf.
29	Genel	hemen hemen	feckly zf.
30	Genel	hemen hemen	say zf.
31	Genel	hemen hemen	pushing zf.
32	Genel	hemen hemen	close to ed.
33	Genel	hemen hemen	next to ed.
34	Genel	hemen hemen	as good as ed.
35	Genel	hemen hemen	umbe [dialect] ed.
36	Genel	hemen hemen	quasi- ök.
37	Genel	hemen hemen	sub- ök.
Phrases
38	İfadeler	hemen hemen	close to zf.
39	İfadeler	hemen hemen	close to zf.
40	İfadeler	hemen hemen	close on zf.
Colloquial
41	Konuşma Dili	hemen hemen	more or less zf.
42	Konuşma Dili	hemen hemen	rising zf.
43	Konuşma Dili	hemen hemen	just on expr.
44	Konuşma Dili	hemen hemen	near enough [uk] expr.
45	Konuşma Dili	hemen hemen	at about expr.
46	Konuşma Dili	hemen hemen	at around expr.
47	Konuşma Dili	hemen hemen	plus-minus expr.
48	Konuşma Dili	hemen hemen	plus or minus expr.
Idioms
49	Deyim	hemen hemen	nine times out of ten expr.
Law
50	Hukuk	hemen hemen	quasi expr.
Latin
51	Latince	hemen hemen	prope expr.
Archaic
52	Eski Kullanım	hemen hemen	nighly zf.
53	Eski Kullanım	hemen hemen	anear zf.
54	Eski Kullanım	hemen hemen	anigh zf.
55	Eski Kullanım	hemen hemen	had like expr.

"hemen hemen" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	hemen göze çarpmayan	subtle s.
2	Yaygın Kullanım	hemen	at once zf.
3	Yaygın Kullanım	hemen	immediately zf.
4	Yaygın Kullanım	hemen	instantly zf.
General
5	Genel	hemen olan	instantness i.
6	Genel	sanatçıda sahneye çıkmadan hemen önce başlayan korku ve heyecan	stage fright i.
7	Genel	hemen yerleşim	immediate settlement i.
8	Genel	çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi	subitizing i.
9	Genel	içinde hemen hemen her şeyin satıldığı büyük mağaza	department store i.
10	Genel	kentin hemen dışındaki banliyöler	immediate suburbs i.
11	Genel	biriyle tanıştıktan hemen sonra gönderilen arkadaşlık isteği/talebi	post-acquaintance friend request i.
12	Genel	çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi	subitising i.
13	Genel	hemen harekete geçilmesi	prompt action i.
14	Genel	1940 ve 50'lerde, amerika'daki eyaletler arası otobanlarda motorcular için açılmış, genellikle odaların hemen önünde motorlar için özel bir alanı bulunan otel	motor court i.
15	Genel	abd'de şükran günü'nden sonraki ilk cuma günü kutlanan gün boyunca tüketicilerin hemen hemen tüm ürünleri son derece indirimli fiyatlarla aldıkları gün	black friday i.
16	Genel	evlenmeden hemen önce terkedilen gelin	jilted bride i.
17	Genel	hindistan'ın hemen hemen her yerinde kutlanan bir uçurtma festivali	makarsakranti i.
18	Genel	hindistan'ın hemen hemen her yerinde kutlanan bir uçurtma festivali	maghi i.
19	Genel	gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulduğu ve sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer	mail drop i.
20	Genel	gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulup sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer	maildrop i.
21	Genel	kayraktaşı veya padavralardan oluşan bir yolun hemen üstündeki kaplanmamış kısmı	margin of a course i.
22	Genel	hemen ayırt edilebilen koyun	marker i.
23	Genel	hemen cevap verebilme	responsiveness i.
24	Genel	kalçanın hemen altında biten aşırı kısa etek	microskirt i.
25	Genel	bir binicinin diğerinin hemen arkasından ve belirli bir tarafından giderek üçüncü bir binicinin sarsılmadan geçmesini engelleme taktiği	box i.
26	Genel	yarışı kazananın hemen arkasında bitiren kimse	bridesmaid i.
27	Genel	nükleer patlama merkezinin hemen altındaki yüzey konumu	hypocenter i.
28	Genel	belirli bir etkinliğin hemen sonrası	morrow i.
29	Genel	zihinsel süreçlerin meydana geldikten hemen sonra ilkel hafıza aracılığıyla gözlemlenmesi	retrospection i.
30	Genel	parayı hemen tüketen şey	lickpenny i.
31	Genel	ayakkabı tabanının hemen üzerine yağmur veya çamurdan koruma amaçlı eklenen parça	mudguard i.
32	Genel	ayakkabı tabanının hemen üzerine süs amaçlı eklenen materyal	mudguard i.
33	Genel	hemen cevaplanması zor soru	good question i.
34	Genel	hemen güç kaybetme	fatigability i.
35	Genel	hemen halsiz düşme	fatigableness i.
36	Genel	(protestan kiliselerinde) günah çıkarmadan hemen önce gelen kısa vaaz	invitement [obsolete] i.
37	Genel	hemen gaza gelip kolları sıvayan kimse	dabbler i.
38	Genel	hemen akabinde olma	follow-on i.
39	Genel	kişinin hemen civar bölgesi	presence i.
40	Genel	13. yaş gününden hemen önceki yıllar	preteens i.
41	Genel	hemen oyuna getirilen kimse	smelt [obsolete] i.
42	Genel	hemen satılamayan emtia	sticker i.
43	Genel	hemen alıcısı çıkmayan mal	sticker i.
44	Genel	hemen kabul etmek	snap up f.
45	Genel	hemen harekete geçirmek	galvanize f.
46	Genel	hemen sinirlenmek	fly into a temper f.
47	Genel	hemen öfkelenmek	fly into a temper f.
48	Genel	fırsattan hemen faydalanmaya bakmak	jump at f.
49	Genel	hemen satın almak	snap up f.
50	Genel	hemen (bir şeyi anlatmaya) başlamak	plunge into f.
51	Genel	hemen gelmek	supervene f.
52	Genel	durumu hemen kavramak	take in the scene at a glance f.
53	Genel	-in hemen ardından gelmek	be hard on the heels of f.
54	Genel	-e hemen gitmek	make a beeline for f.
55	Genel	-e hemen gitmek	make a beeline to f.
56	Genel	hemen kabul etmek	jump at f.
57	Genel	hemen konuya girmek	straight to the point f.
58	Genel	hemen konuya girmek	get straight to the point f.
59	Genel	hemen geri bildirim vermek	give prompt feedback f.
60	Genel	kalkıştan hemen sonra yere çakılmak	crash right after takeoff f.
61	Genel	birinden hemen hoşlanmak	like someone right off f.
62	Genel	hemen/çabuk olup bir şeyler yapmak	hurry up and do something f.
63	Genel	(kapı) hemen merdivene açılmak	swing over stairs f.
64	Genel	hemen harekete geçirmek	galvanise f.
65	Genel	hemen hemen emin olmak	all but certain f.
66	Genel	hemen takip etmek	underfollow f.
67	Genel	hemen peşinden gitmek	underfollow f.
68	Genel	hemen içine çekmek	lap f.
69	Genel	hemen kabul etmek	lap f.
70	Genel	hemen ödemek	plank down f.
71	Genel	bir yazıyı başlangıç sayfasından hemen sonra gelmeyen bir sayfada devam ettirmek	break f.
72	Genel	hemen cevap vermek	obey f.
73	Genel	hemen gitmek	get f.
74	Genel	hemen çıkmak	get f.
75	Genel	hemen bitmek	fleet f.
76	Genel	(gün) hemen geçmek	fleet f.
77	Genel	hemen almak	snaffle f.
78	Genel	hemen ardından gelen	immediate s.
79	Genel	hemen kullanıma uygun	ready for immediate use s.
80	Genel	hemen şiddete başvurabilen	violent s.
81	Genel	hemen hemen rüzgara karşı	close to the wind s.
82	Genel	hemen	instantaneous s.
83	Genel	su katılarak hemen hazırlanan (yiyecek/içecek)	instant s.
84	Genel	hemen hemen aynı	pretty much the same s.
85	Genel	hemen hemen aynı	much the same s.
86	Genel	hemen hemen periyodik	almost periodical s.
87	Genel	hemen paraya çevrilebilir	liquid s.
88	Genel	gıdıklanınca hemen ürperen (yer)	ticklish s.
89	Genel	hemen parlayan (kimse)	peppery s.
90	Genel	hemen meydana gelen	instantaneous s.
91	Genel	hemen yapılan	prompt s.
92	Genel	işlerini hemen yapan	prompt s.
93	Genel	hemen	immediate s.
94	Genel	çabuk kavrayıp hemen gerekeni yapan (durumu)	quick-witted s.
95	Genel	hemen parlayan	short-tempered s.
96	Genel	çabuk kavrayıp gerekeni hemen yapan	quick-witted s.
97	Genel	hemen olan	instant s.
98	Genel	hemen hemen aynı	almost the same s.
99	Genel	hemen teslim edilebilir	off-the-shelf s.
100	Genel	hemen samimi olup duygularını dokunarak vb. dışa vuran yılışık kimse	touchy-feely s.
101	Genel	hemen kullanılabilir	ready s.
102	Genel	hemen tüketilen	non-durable s.
103	Genel	hemen tüketilmezse bozulan tüketim maddeleriyle ilgili	non-durable s.
104	Genel	hemen yapılması gereken	necessitous s.
105	Genel	hemen hemen her	just about any s.
106	Genel	hemen	tite [obsolete] s.
107	Genel	hemen göze çarpmayan	understated s.
108	Genel	hemen fark edilmeyen	undistinct s.
109	Genel	hemen heyecanlanmayan	unexcitable s.
110	Genel	hemen solan	evanescent s.
111	Genel	hemen hemen imkansız	nigh on impossible s.
112	Genel	hemen değişen	light s.
113	Genel	hemen cevap	responsive s.
114	Genel	kalçanın hemen üzerinde olan	hiplength s.
115	Genel	hemen fark edilen	observant s.
116	Genel	hemen algılanan	observant s.
117	Genel	hemen olmayan	imprompt s.
118	Genel	ölümden hemen önce söylenen	dying s.
119	Genel	hemen hemen çözülmüş	good s.
120	Genel	hemen coşan	combustible s.
121	Genel	takılıp hemen kullanılabilen	drop-in s.
122	Genel	bir tarihin veya olayın hemen öncesi	immediately preceding (something) s.
123	Genel	kenarının hemen iç tarafı olukla çevrili olan	contorniate s.
124	Genel	hemen göze çarpmayan	inward s.
125	Genel	kimyasal işlem gördüğü için hemen veya kolayca tutuşmayan	flame-retardant s.
126	Genel	etkisini hemen gösteren	presentaneous [obsolete] s.
127	Genel	neredeyse hemen sağlanan	short-term s.
128	Genel	hemen yanında biten	side by side s.
129	Genel	hemen etki altına giren	skinless s.
130	Genel	hemen parlayan	snippy s.
131	Genel	hemen sonrasında	proximate s.
132	Genel	hemen öncesinde	proxime [obsolete] s.
133	Genel	hemen sonrasında	proxime [obsolete] s.
134	Genel	hemen keyfi kaçan	snuffy s.
135	Genel	hemen büyüyen	subitaneous s.
136	Genel	hemen büyüyen	subitany s.
137	Genel	(karakter) bir harfin hemen altına eklenen	subscript s.
138	Genel	hemen üzerinde yer alan	superjacent s.
139	Genel	hemen üste yazılan	superscript s.
140	Genel	hemen gerçekleştirilen	upon the spot s.
141	Genel	hemen	prompt s.
142	Genel	hemen şimdi	at once zf.
143	Genel	hemen hemen yan yana	at close quarters zf.
144	Genel	hemen	straight off zf.
145	Genel	hemen	the moment zf.
146	Genel	hemen	forthwith zf.
147	Genel	hemen	direct zf.
148	Genel	hemen oracıkta	on the spot zf.
149	Genel	hemen	instantaneously zf.
150	Genel	hemen	out of hand zf.
151	Genel	hemen	first thing zf.
152	Genel	hemen ardından	with this zf.
153	Genel	hemen	in a jiffy zf.
154	Genel	hemen yakınında	at one's foot zf.
155	Genel	hemen	in an instant zf.
156	Genel	hemen	directly zf.
157	Genel	hemen	straightaway zf.
158	Genel	hemen	once zf.
159	Genel	hemen	erelong zf.
160	Genel	hemen hemen hiç	hardly zf.
161	Genel	hemen istekle	at the drop of a hat zf.
162	Genel	hemen	prompt zf.
163	Genel	hemen	in a minute zf.
164	Genel	hemen	in no time zf.
165	Genel	hemen	away zf.
166	Genel	hemen	presently zf.
167	Genel	hemen hemen hiç	hardly ever zf.
168	Genel	hemen	in a twinkling zf.
169	Genel	hemen	thereupon zf.
170	Genel	hemen sonra	next zf.
171	Genel	hemen	right zf.
172	Genel	hemen hepsi	almost all zf.
173	Genel	hemen hiç	almost no zf.
174	Genel	hemen	on the nail zf.
175	Genel	hemen	right off zf.
176	Genel	hemen ertesi gün	very next day zf.
177	Genel	hemen şimdi	just now zf.
178	Genel	hemen	just zf.
179	Genel	hemen şimdi	in a moment zf.
180	Genel	hemen	straight away zf.
181	Genel	hemen	instanter zf.
182	Genel	hemen	right now zf.
183	Genel	hemen	at a word zf.
184	Genel	hemen	on the very spot zf.
185	Genel	hemen	in short order zf.
186	Genel	hemen hemen hiçbir zaman	scarcely ever zf.
187	Genel	hemen şimdi	right now zf.
188	Genel	hemen	right off the bat zf.
189	Genel	hemen	incontinently zf.
190	Genel	hemen	soon zf.
191	Genel	hemen	drop zf.
192	Genel	hemen	straight zf.
193	Genel	hemen	forthright zf.
194	Genel	hemen hemen hiç	barely zf.
195	Genel	hemen	at no time zf.
196	Genel	hemen	now zf.
197	Genel	hemen hemen aynı	closely zf.
198	Genel	hemen	then and there zf.
199	Genel	hemen	outright zf.
200	Genel	hemen	anon zf.
201	Genel	hemen	on the spot zf.
202	Genel	hemen	in two shakes zf.
203	Genel	bir dakikada hemen	in a minute zf.
204	Genel	hemen	nearly zf.
205	Genel	hemen	right away zf.
206	Genel	hemen anında	readily zf.
207	Genel	hemen hemen hiç	little or nothing zf.
208	Genel	hemen	in a snap zf.
209	Genel	hemen	instantly zf.
210	Genel	hemen şimdi	but just now zf.
211	Genel	hemen	in two ticks zf.
212	Genel	hemen	pronto zf.
213	Genel	hemen şimdi	this moment zf.
214	Genel	hemen	almost zf.
215	Genel	hemen hiç	scarcely ever zf.
216	Genel	hemen	like a shot zf.
217	Genel	hemen	promptly zf.
218	Genel	hemen	right after zf.
219	Genel	hemen oracıkta	there and then zf.
220	Genel	hemen hemen hiç	scarcely zf.
221	Genel	hemen	this very moment zf.
222	Genel	hemen hiç	scarcely zf.
223	Genel	hemen	as soon as possible zf.
224	Genel	hemen	on the spur of the moment zf.
225	Genel	hemen	on-the-spot zf.
226	Genel	hemen hiç	hardly zf.
227	Genel	hemen ardından	right after zf.
228	Genel	hemen	soonish zf.
229	Genel	hemen sonra	after a bit zf.
230	Genel	hemen hemen her durumda	in almost all cases zf.
231	Genel	hemen	straightway zf.
232	Genel	hemen sonrasında	immediately after zf.
233	Genel	hemen akabinde	immediately after zf.
234	Genel	hemen akabinde	immediately afterwards zf.
235	Genel	hemen sonrasında	immediately afterwards zf.
236	Genel	hemen şimdi	for the present zf.
237	Genel	hemen hemen aynı zamanlarda	at about the same time zf.
238	Genel	-den hemen önce	shortly before zf.
239	Genel	hemen hemen her zaman	almost always zf.
240	Genel	hemen hemen her yerde	almost everywhere zf.
241	Genel	hemen	so readily zf.
242	Genel	-den hemen sonra	immediately zf.
243	Genel	-den hemen sonra	soon after zf.
244	Genel	hemen	as immediate as possible zf.
245	Genel	hemen	on short notice zf.
246	Genel	hemen	at short notice zf.
247	Genel	hemen derhal	promptly zf.
248	Genel	hemen derhal	readily zf.
249	Genel	hemen derhal	without delay zf.
250	Genel	hemen öncesinde	immediately before zf.
251	Genel	hemen hemen her zaman	almost invariably zf.
252	Genel	hemen	tout de suite (french) zf.
253	Genel	hemen sonrasında	post zf.
254	Genel	gece yarısından hemen önce	just before midnight zf.
255	Genel	hemen	almost immediately zf.
256	Genel	hemen	just zf.
257	Genel	hemen sinirlenerek	techily zf.
258	Genel	hemen	i̇n no time zf.
259	Genel	hemen şimdi	nowthe [obsolete] zf.
260	Genel	hemen hemen aynı şey	nearly zf.
261	Genel	hemen	thereright [dialect] zf.
262	Genel	hemen sonra	then zf.
263	Genel	hemen	titely [obsolete] zf.
264	Genel	hemen şimdi	already zf.
265	Genel	hemen	anon right zf.
266	Genel	bir önceki yorumdan hemen sonra	in the (very) next breath zf.
267	Genel	hemen göze çarpmayan bir şekilde	understatedly zf.
268	Genel	hemen	blive zf.
269	Genel	hemen anında	glib zf.
270	Genel	hemen anında	glibly zf.
271	Genel	hemen hemen rüzgara karşı	on a wind zf.
272	Genel	bundan hemen sonra	on that zf.
273	Genel	(başkasının) hemen ardından	on the coattails zf.
274	Genel	hemen	on the line zf.
275	Genel	hemen cevap vermek durumunda	on the spot zf.
276	Genel	hemen	instant zf.
277	Genel	(hanedan armalarında) enseyi göstermeyecek şekilde kulağın hemen arkasında	close zf.
278	Genel	hemen	downright zf.
279	Genel	hemen	incontinent zf.
280	Genel	hemen sonra	directly [uk] zf.
281	Genel	hemen	directly zf.
282	Genel	hemen hemen rüzgara karşı	sharp zf.
283	Genel	hemen hemen aynı şekilde	pressly [obsolete] zf.
284	Genel	hemen	presto zf.
285	Genel	hemen	proximally zf.
286	Genel	hemen, derhal	proximately zf.
287	Genel	hemen	soon at zf.
288	Genel	hemen	standby zf.
289	Genel	hemen	upon the spot zf.
290	Genel	hemen (önce/sonra)	immediately zf.
291	Genel	hemen yanında	next to ed.
292	Genel	hemen yanındaki	next to ed.
293	Genel	hemen hemen aynı	no better than ed.
294	Genel	hemen akabinde	right after (that) ed.
295	Genel	hemen sonrasında	just after (that) ed.
296	Genel	hemen sonrasında	right after (that) ed.
297	Genel	hemen akabinde	just after (that) ed.
298	Genel	biraz/hemen önce	shy of ed.
299	Genel	-den hemen önce	toward ed.
300	Genel	-den hemen önce	towards ed.
301	Genel	hemen	in present [obsolete] ed.
302	Genel	hemen sonra	whereupon bağ.
303	Genel	hemen	instantly bağ.
304	Genel	hemen hemen anlamına gelen ön ek	pen- ök.
305	Genel	hemen hemen anlamına gelen ön ek	pene- ök.
306	Genel	hemen üzerinde anlamına gelen bir ön ek	super- ök.
307	Genel	hemen yukarısında anlamına gelen bir ön ek	super- ök.
308	Genel	hemen karşısında	in the teeth expr.
Phrasals
309	Öbek Fiiller	hemen ödemek	tell down [scottish] f.
310	Öbek Fiiller	hemen göndermek/yollamak	bundle off f.
311	Öbek Fiiller	hemen dönmek	hurry back f.
312	Öbek Fiiller	hemen ödemek	pay down f.
313	Öbek Fiiller	hemen geri aramak	call right back f.
314	Öbek Fiiller	hemen bir şeyler hazırlayıvermek	toss something together f.
315	Öbek Fiiller	hemen yiyip bitirmek	get down f.
316	Öbek Fiiller	hemen gidip gelmek	scoot down f.
317	Öbek Fiiller	(birini) hemen soymak	shuck down [us/canada] f.
318	Öbek Fiiller	çabucak/hızlıca/hemen yapmak	toss off f.
319	Öbek Fiiller	(kötü bir şeyi/durumu) hemen atlatmak	rebound from (someone or something) f.
320	Öbek Fiiller	(kötü bir şeyin/durumun) hemen üstesinden gelmek	rebound from (someone or something) f.
321	Öbek Fiiller	(kötü bir durumdan) hemen çıkmak/sıyrılıp çıkmak	rebound from (someone or something) f.
322	Öbek Fiiller	(kötü bir şeyi/durumu) hemen toparlamak	rebound from (someone or something) f.
323	Öbek Fiiller	hemen başlamak	dive in f.
324	Öbek Fiiller	hemen başlamak	jump on f.
325	Öbek Fiiller	hemen dahil olmak	jump on f.
326	Öbek Fiiller	hemen/acilen dalmak	jump on f.
327	Öbek Fiiller	hemen yazmak	knock something out f.
328	Öbek Fiiller	hemen yazmak	knock something off f.
329	Öbek Fiiller	hemen (birine/bir şeye) gitmek	run over to (someone or something) f.
330	Öbek Fiiller	hemen (bir pozisyona, duruma) geçmek	snap into (something) f.
331	Öbek Fiiller	hemen (bir pozisyona, duruma) geçirmek	snap into (something) f.
332	Öbek Fiiller	(bir şeye) hemen geri dönmek	sweep back into (something) f.
333	Öbek Fiiller	hemen geriye dönmek	wheel around f.
334	Öbek Fiiller	hemen geriye döndürmek	wheel around f.
335	Öbek Fiiller	hemen kaldırmak	whisk away f.
336	Öbek Fiiller	hemen başka yere götürmek	whisk away f.
337	Öbek Fiiller	hemen/derhal başlamak	lay to f.
338	Öbek Fiiller	bir şeyi hızlıca/hemen (birine/bir şeye) götürmek	run down to (someone or something) f.
339	Öbek Fiiller	hızlıca/hemen (bir yere/şeye) gitmek	run down to (something) f.
340	Öbek Fiiller	hızlıca/hemen birine/bir şeye gitmek	run down to someone or something f.
341	Öbek Fiiller	hızlıca/hemen birine/bir şeye gelmek	run down to someone or something f.
342	Öbek Fiiller	hızlıca/hemen gitmek	run down to f.
343	Öbek Fiiller	bir şeyden hemen iyileşmek	snap out of something f.
344	Öbek Fiiller	hemen iyileşmek	snap out of f.
345	Öbek Fiiller	hemen başlamak	jump off f.
346	Öbek Fiiller	hemen bitirmek/tamamlamak	whip through f.
347	Öbek Fiiller	hemen bitirmek/tamamlamak	whip through something f.
348	Öbek Fiiller	hemen yola koyulmak	waltz off f.
349	Öbek Fiiller	hemen alıp götürmek	whisk off f.
350	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye/bir yere) hemen geri dönmek	run back (to someone or something) f.
351	Öbek Fiiller	hemen çıkmak	zip along f.
352	Öbek Fiiller	(bir şeyi) hızla/hemen tüketmek	burn through (something) f.
353	Öbek Fiiller	(bir şeyi) hızla/hemen harcamak	burn through (something) f.
354	Öbek Fiiller	(bir şeyi) hemen harcayıp bitirmek	burn through (something) f.
355	Öbek Fiiller	(bir şeyi) hemen bitirmek	burn through (something) f.
356	Öbek Fiiller	belirli bir seviyenin hemen altında kalmak	bubble under f.
357	Öbek Fiiller	(biriyle) hemen anlaşmak	connect (up) with (someone) f.
358	Öbek Fiiller	hemen okuyuvermek	cruise through f.
359	Öbek Fiiller	hemen (birinin/bir şeyin) yanına gitmek	cut out for (someone or something) f.
360	Öbek Fiiller	hemen gitmek	dash down f.
361	Öbek Fiiller	bir şeyi hemen yapmak	dash something off f.
362	Öbek Fiiller	(bir şey için) hemen çıkmak	dash out (for something) f.
363	Öbek Fiiller	(bir şey için) hemen gidivermek	dash out (for something) f.
364	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hemen karşılık vermek	fire back at (someone or something) f.
365	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak	fire back at (someone or something) f.
366	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hemen karşılık vermek	fire back to (someone or something) f.
367	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak	fire back to (someone or something) f.
368	Öbek Fiiller	'-den hemen ayrılmak	fly out f.
369	Öbek Fiiller	(bir yerden) hemen ayrılmak	fly out of (some place) f.
370	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hemen gitmek	fly to (someone or something) f.
371	Öbek Fiiller	hemen tüketmek	run through f.
372	Öbek Fiiller	(bir şeyi birinin) elinden hemen/zorla almak	grab (something) off (of) (one) f.
373	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi (birinin/bir şeyin) elinden hemen/zorla almak	grab someone or something away (from someone or something) f.
374	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) elinden hemen/zorla almak	grab away from (someone or something) f.
375	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hemen/çabucak dönmek	hurry back to (someone or something) f.
376	Öbek Fiiller	hızlıca/hemen (bir yere) inmek	hurry down (to some place) f.
377	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden/durumdan) hızla/hemen çıkmasına neden olmak/çıkmasını sağlamak	jerk (someone or something) out of (something or some place) f.
378	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin bir şeyi/yeri) hemen/derhal terk etmesine sebep olmak/terk etmesini sağlamak	jerk (someone or something) out of (something or some place) f.
379	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden/durumdan) hemen/hızlıca çıkarmak	jerk (someone or something) out of (something or some place) f.
380	Öbek Fiiller	hemen inmek	jump out f.
381	Öbek Fiiller	hemen harekete geçmemek	lay back f.
382	Öbek Fiiller	(bir şeye) hemen/derhal başlamak	light into (something) f.
383	Öbek Fiiller	hemen bir yere koşmak	make for somewhere f.
384	Öbek Fiiller	hemen (bir yere/bir şeye) gitmek/yönelmek	make out for (somewhere or something) f.
385	Öbek Fiiller	'-in hemen yanında/bitişiğinde/dibinde olmak	neighbor on f.
386	Öbek Fiiller	-e hemen/hızla geri dönmek	run back to f.
387	Öbek Fiiller	(bir şeyin) hepsini hemen/hızlıca bitirmek	run through (something) f.
388	Öbek Fiiller	(bir şeyin) hepsini hemen/hızlıca tüketmek	run through (something) f.
389	Öbek Fiiller	(bir şeyden/bir yerden) hemen çıkmasını sağlamak	rush out of (something or some place) f.
390	Öbek Fiiller	(bir şey) yapmak için hemen koşmak	rush to (something) f.
391	Öbek Fiiller	(bir şeyi) hemen bitirmek	sail through (something) f.
392	Öbek Fiiller	hemen (bir şeye/bir yere) geçmek/geçiş yapmak	scooch over to (something or some place) f.
393	Öbek Fiiller	hemen (bir şeye/bir yere) geçmek/geçiş yapmak	scoot down to (something or some place) f.
394	Öbek Fiiller	hemen (bir şeye/bir yere) geçmek/geçiş yapmak	scoot over to (something or some place) f.
395	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) hemen üzerine atlamak	spring at (someone or something) f.
396	Öbek Fiiller	(görevi) hemen yapmak	fire off f.
Phrases
397	İfadeler	hemen aşağıda	immediately below i.
398	İfadeler	hemen hemen her zaman	nearly always zf.
399	İfadeler	hemen oracıkta	upon the place [obsolete] zf.
400	İfadeler	hemen dibinde	if it was a snake, it would've bit you expr.
401	İfadeler	bir güçlük karşısında kimi zorlanır kimi hemen ayağa kalkar	the same fire that melts the butter hardens the egg expr.
402	İfadeler	derhal/hemen olacak	no sooner said than done expr.
403	İfadeler	hemen fark edeceğin bir şey	something you notice right away expr.
404	İfadeler	hemen/acil/aniden verilen karar	on the spot decision expr.
405	İfadeler	hemen hemen kesin	as good as expr.
406	İfadeler	hemen sokağın aşağısında	down the street expr.
407	İfadeler	hemen önceki	next but one expr.
408	İfadeler	hemen sadede	straight to the point expr.
409	İfadeler	hemen herkes kadar	as much as the next person expr.
410	İfadeler	hemen herkes gibi	as much as the next person expr.
411	İfadeler	hemen hemen hiç	little to no expr.
412	İfadeler	hemen hemen hiç	next to nothing expr.
413	İfadeler	hemen	real quick expr.
414	İfadeler	hemen sokağın altında	down the street expr.
415	İfadeler	hemen başlangıçta	right from the start expr.
416	İfadeler	hemen	on the instant expr.
417	İfadeler	hemen	from the off expr.
418	İfadeler	hemen	without any delay expr.
419	İfadeler	iş mektubunun sonunda imzadan hemen önce yazılır	very truly yours, expr.
420	İfadeler	hemen hemen herkesin bildiği bir his	that feel when expr.
421	İfadeler	hemen hemen herkesin bildiği bir his	that feeling when expr.
422	İfadeler	hemen hemen doğru	not far off expr.
423	İfadeler	hemen/anında kullanılabilir	close to hand expr.
424	İfadeler	hemen arkasından	upon the heels of expr.
425	İfadeler	'-den hemen sonra	upon the heels of expr.
426	İfadeler	(birinin) hemen arkasından	in the train of (someone) [old-fashioned] expr.
427	İfadeler	(bir şeyin) hemen arkasından/ardından	in the wake of (something) expr.
428	İfadeler	(bir şeyden) hemen sonra	in the wake of (something) expr.
Proverb
429	Atasözü	zoru hemen yaparız; imkansız, biraz zaman alır	difficult is done at once; the impossible takes a little longer
430	Atasözü	yakın dostlardan alınan borçların hemen ödenmesi gerektiğini aksi halde dostlukların bozulabileceğini ifade eden bir atasözü	short reckonings make long friends
431	Atasözü	şanslı bir durumun hemen arkasından bir şanssızlık gelebilir	the lord giveth and the lord taketh away
Colloquial
432	Konuşma Dili	beyzbolda topu iç sahanın hemen dışına gönderen hafif vuruş	blooper i.
433	Konuşma Dili	hemen öğrenen	quick study i.
434	Konuşma Dili	hemen hemen her şey	almost everything i.
435	Konuşma Dili	hemen oracıkta	on the spot i.
436	Konuşma Dili	hemen inanan/ikna olan kimse	easy game i.
437	Konuşma Dili	hemen ardından tekrar oynatma	instant replay i.
438	Konuşma Dili	hemen	a hot minute i.
439	Konuşma Dili	şafaktan hemen sonraki zaman	day-clean i.
440	Konuşma Dili	birini hemen hatırlamak	remember someone right away f.
441	Konuşma Dili	birinden hemen hoşlanmak	take an immediate liking to someone f.
442	Konuşma Dili	yeterince düşünmeden hemen harekete geçmek	go off half-cocked f.
443	Konuşma Dili	yorgunluktan dolayı hemen uyuyup kalmak	crash out f.
444	Konuşma Dili	hemen çıkıp gitmek	drag (one's) tail f.
445	Konuşma Dili	bir şeyi hemen çözmek	get something in one f.
446	Konuşma Dili	bir şeyi hemen anlamak	get something in one f.
447	Konuşma Dili	hemen asıp kesmek	do not pass go f.
448	Konuşma Dili	hemen defterini dürmek	do not pass go f.
449	Konuşma Dili	bir işe, göreve hemen başlamak	go to it f.
450	Konuşma Dili	bir işe, göreve hemen girişmek	go to it f.
451	Konuşma Dili	hemen gitmek	hump (along) f.
452	Konuşma Dili	hemen (bir yere) hareket etmek	hump it (to somewhere) f.
453	Konuşma Dili	hemen öldürmek	kill outright f.
454	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen vermek	make with the (something) f.
455	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen söylemek	make with the (something) f.
456	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen yapmak	make with the (something) f.
457	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen teslim etmek	make with the (something) f.
458	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen temin etmek	make with the (something) f.
459	Konuşma Dili	hemen hemen aynı olmak	be much of a muchness f.
460	Konuşma Dili	hemen/hızlıca gitmek	blow f.
461	Konuşma Dili	(bir yeri) hemen/hızla terk etmek	hotfoot it out of (some place) f.
462	Konuşma Dili	hemen çıkmak/gitmek	peg it f.
463	Konuşma Dili	hemen/direkt reddetmek	poopoo f.
464	Konuşma Dili	(bir şeyi) hemen bulabilmek	scare f.
465	Konuşma Dili	hemen razı gelen	easy s.
466	Konuşma Dili	hemen ardından gelen	next in line s.
467	Konuşma Dili	(hemen) oracıkta (anında) ölmüş/can vermiş	killed outright s.
468	Konuşma Dili	hemen	now-now zf.
469	Konuşma Dili	maçlarda devre veya oyunun bitiş düdüğünden hemen öncesi	at the buzzer [us] zf.
470	Konuşma Dili	hemen	one-time [caribbean] zf.
471	Konuşma Dili	hemen	in (just) a minute zf.
472	Konuşma Dili	(genelde verilen siparişe cevaben) tabii, olur, hemen geliyor	right you are! [brit] expr.
473	Konuşma Dili	hemen yan odada/evde	right next door expr.
474	Konuşma Dili	hemen dön	hurry back expr.
475	Konuşma Dili	hemen	in a jiffy expr.
476	Konuşma Dili	hemen	on the heels of expr.
477	Konuşma Dili	hemen hemen doğru	close to the mark expr.
478	Konuşma Dili	hemen	here and now expr.
479	Konuşma Dili	hemen peşi sıra	hot on one's heels expr.
480	Konuşma Dili	hemen şimdi burada	right now right here expr.
481	Konuşma Dili	hemen	in the heat of the moment expr.
482	Konuşma Dili	hemen	in (just) a minute expr.
483	Konuşma Dili	hemen	on the point of expr.
484	Konuşma Dili	hemen	in a couple of shakes expr.
485	Konuşma Dili	hemen akabinde	right after expr.
486	Konuşma Dili	hemen akabinde	immediately after expr.
487	Konuşma Dili	hemen akabinde/sonrasında	immediately after expr.
488	Konuşma Dili	hemen	in (just) a second expr.
489	Konuşma Dili	hemen şurada	right over there expr.
490	Konuşma Dili	hemen önünde	right in front of him expr.
491	Konuşma Dili	hemen sonra	shortly after expr.
492	Konuşma Dili	hemen ve seve seve	at the drop of a hat expr.
493	Konuşma Dili	hemen	on the spot expr.
494	Konuşma Dili	hemen önünde	right in front of her expr.
495	Konuşma Dili	hemen arkasından	on the heels of expr.
496	Konuşma Dili	hemen	on the nail expr.
497	Konuşma Dili	hemen döneceğim	brb expr.
498	Konuşma Dili	hemen akabinde	following expr.
499	Konuşma Dili	hemen	in just a moment expr.
500	Konuşma Dili	hemen akabinde	just after expr.